Çanakkale, Çanakkale evet evet ille de Çanakkale bu haftada Çanakkale…
Yukarıdaki cümlelerimi okuduğunuzda ne demek istemiş bu adam dediğinizi duyar gibiyim. Konu Çanakkale, İstiklal marşı, Mehmet Akif, cihat ve neticesinde şehadet oldu mu kendimden geçiyorum. Hele birde şehidi ve Çanakkale’yi anıyormuş gibi görünüp de aslında onları istismar edenlere sabredemiyor, hayret içerisinde baka kalıyorum.
Beyler belgeseller çekmiş, çalışmalar yapmış, Çanakkale’yi anıyorlarmış… Bahsederlerken de şuursuzca” Çanakkale savaşı bir centilmenlik savaşıdır” deyiveriyorlar. Allah aşkına nasıl bakış açısıdır, neye göre bunu söylüyorsunuz. Tarih boyunca ,hangi savaşta haçlı zihniyeti hâkim olmadı, haçlı kafasının hakim olduğu hangi savaş, centilmenlikle neticelendi. Ben tarihçi değilim, hani haddimi aşmakta istemiyorum. Bu adamların kendi tarih ve belgeleri, Çanakkale de savaşan on bin askerlerimizi, kimyasal kuyuların içerisine, elleri kolları bağlı bir vaziyette atıp ,hem gözlerini kör edip, hem de erkekliklerini yok ettiğini, sipere çekilmiş, açlıkla ve yoklukla mücadelesine rağmen, karşı taraftaki Mısırdan gelmiş olan İngiliz donanması askerlerine, arkadaşlarının çantasında bulunan pastırmayı ve lokumu, sekiz metre ilerideki düşman askerlerine “ komşu hakkıdır “ diye hisse çıkarıp,
-Al coni, diyerek fırlatılmasına, lokumu ve pastırmayı yedikten sonra, konserve kutlarının içerisine bomba düzeneği yerleştirilerek
-Al Mehmet değip saf ve temiz Mehmetçiklerimizin şehit olmalarına sebep olmalarımı…
Ya da batmak üzere olan düşman gemilerinde kurtulma mücadelesi veren yaralı askerleri onları kurtara bilmek için, yapmış oldukları ateş keslerine hileyle cevap verip, yüzlerce Mehmetçiğimizin kaybına sebep oluşlarına mı…
Hangisini sayayım, uzun menzili toplarıyla savaş başlar başlamaz cepheyi değil, önce sivil vatandaşların yaşadığı köyleri vurmalarını mı …
Yaptıkları cami baskınlarını mı anlatalım…
Yoksa bilemiyorum ,bombaladıkları hastane çadırımızdaki yaralı onbeş bin Mehmetçiğimizi bir gecede kaybedişimizi mi…
Sonra Anzakların kendi tarihçileri, söylemiyorlar mı “bizim tek derdimiz İngilizlerin emriyle Çanakkale’yi geçip İstanbul’daki Türk kızlarına ulaşmaktı.Biz eğlence için geldik Çanakkale’ye” demiyorlar mı…
Yoksa yaralı esir aldıkları askerimizin diri diri boynunu kesip de savaş hatırası diye memleketlerine götürdüklerini mi…
Şu anlatmaya çalıştıklarımın hiçbir tanesi ne bir menkıbe ne bir destan nede hikâyeden ibarettir. Çanakkale aslanlarının yaşamış olduğu mahpus ve neticesi şehadetle sonuçlanan milyonlarca mücadele örneklerinden sadece birkaç tanesidir.
Benim bildiğim işlemiş oldukları savaş suçlarını yazmaya kalksam, herhâlde gazetemizin 500’er sayfalık ciltli eserlerden ibaret ansiklopedi olması gerekir.
Buna rağmen nasıl birileri bu savaşın centilmenlik savaşı olduğunu iddia ediyorlar. Şunu söylemekte istemiyorum. Birileri bizi itilaf devletleriyle aynı çatı altında mı toplamak istiyorlar. Bu metotla bizim İngilizleri veya Anzakları sevip kardeş olacağımızı mı düşünüyorlar. Eğer bunu düşünüp kafalarında bir şeyler tasarlayan toplum mühendisleri varsa ki ,öyle görünüyor, unutmasınlar ki bizler dün dedelerimizin Çanakkale de yazdıkları destanın tekrarını tek kişi kalsak bile defalarca kez yazabilecek ruha sahip bir milletiz. Unutmasınlar ki geçmişte Çanakkale idi, dün Iraktı bugünde halen Filistin’de devam eden vahşetin temelini haçlı zihniyetinden geldiğini biliyoruz. Siyonizm’in bu tip oyunlarına gelmeyeceğimizi tüm milletim ve ümmet adına haykırmak istiyorum.