Bir Madde Bağımlısının Annesi ,“BUNUN ADI EROİN”!!!
O bir ANNE koskocaman yüreğiyle evlâtlarını sarıp sarmalayan… O, gençliği tehdit eden ağır pisliğin MADDE BAĞIMLILIĞININ pençesinden kurtarmaya çalışıyor 2 güzel kızından bir tanesini..
Beni arıyor seninle dertleşmek istiyorum, sana anlatmak istiyorum sıkıntımı, çünkü sende bir annesin ve beni iyi anlarsın özellikle gazeteci bir anneye bu röportajı vermek istedim amacım topluma mesaj vermek ve benim gibi sıkıntı içinde olan ailelerin neler yaşadığını bilmelerini sağlamak, Diyor..
O özel anne MB ile Antalya’da bir AVM’de buluştuk. Acı kahvelerimizi yudumlarken boğazımızın düğümlenmesine zaman zaman gözlerimizin dolmasına mani olamadık. İki KADIN, iki YÜREK evlâtlarımızın toplumumuzun başına dert olan geleceğimizin teminatı yavrularımızın hayatlarını karartan MADDE BAĞIMLILIĞI üzerine konuştuk KADIN KADINA, iki anne…
Ne zaman başladı diye başlıyorum sorularıma…
7 Yıldır bununla savaşıyorum. Tedavi oluyor, geri dönüyor çünkü evlere servis derecesinde ulaşımı o kadar kolay.. Herşeyi denedim sevgiyi, azarı bazen tartaklamayı ama hiçbir şekilde sonuç alamadım Nilhan hanım.
Benim 2 kızım var bu iki gözümden biri. Özünde pırlanta gibi bir insan. Bu bir hastalık, aileler öncelikle bunu kabul etmeli aileler ve bağımlı kişiler bunun ömür boyu savaşılacak bir hastalık olduğunu kabul etmeli. Kanser hastaları onkoloji servislerinde nasıl tedavi ediliyor ve ömür boyu takip edilmesi gerekiyorsa bu da aynı. Diyor.
O kişiye lanet okuyarak erkek arkadaşının bir kereden bir şey olmaz diye başlattığı bir meret diyor… Evimden satılmadık birşey kalmadı, Antalya’da o malum bölgeye ev inden yemek çatalı götürsen maddeye çeviriyorlar. Takım elbisenin ceketinden giydiğin tişörte kadar herşeyi maddeye dönüştürüyorlar. Evlere servis yapılıyor..
Nasıl Başladı?, Sistem nasıl işliyor? Bunun Adı ne?
18 Yaşında erkek arkadaşının bir kere dene demesiyle başlamış 7 Yıldır mücadele veriyoruz. Yani Bir kereden bir şey olmaz diye başlıyor. Merak edip bir kere başlarsan gerisi geliyor önce tozla başlıyorlar ancak artık ciğerleri bittiği için ve nefes almakta zorluk çektiği için şırıngaya dönüyor ve günde iki kez damar yolundan alıyor bu pisliği. Cildinin renginden herşeyi ile fiziken ruhen benim kızım değil artık sanki başka biri. Şimdi 21 günlük bir tedavi sürecinden döndü İstanbul’dan… Ama korkuyorum 5 TL, 3 TL’ye ulaşılıyor o kadar ucuz ve o kadar şiddetli derecede zehirli ki yine ulaşabilir yine başlayabilir. Tekrar başlamasından çok korkuyorum daha öncesinde olduğu gibi. Bunun adı EROİN…. Hayatı bitti kendi hayatını bitirmekle kalmadı hepimizin hayatını bitirdi. Çünkü MADDE BAĞIMLILARI toplum olarak kabul görmeyen kişiler.. Bu bir hastalık, tedavisi zor sabır gerektiren gerektiğinde ömür boyu süren bir hastalık bu.
Sizin de bir hayatınız var hayatınızın bu olaydan etkileşimini anlatırmısınız?
Bütün bir aileyi mahvediyor bu durum suya bir taş atarsın nasıl hare hare dalgalanır bu da öyle. Onu kurtarmak için ihbar ettim. Fotoğraflarını verdim, tutuklayın dedim. Savcılığa dilekçe verdim resmiyete koymadılar ama dilekçem orada bekliyor. Amacım bu iletten kurtulmasıydı. 2 – 2,5 yıl öncesinde arınmıştı kurtulmuştu tertemiz başlamıştı ama olmadı yine denedi. Bunlar camialarında damgalanmış insanlar oluyorlar, o camiada biliniyorlar insanlar kendileri hakkında konuşulanları çok duymazlar. Karşısına yine biri çıkmıştı evlenmek istiyordu küçük çaplı bir araştırma yaptım ve baktım ki o da bağımlı, sabıkalı bu sefer ondan ayrılması için savaş vermeye başladım kızım çin sürekli bir savaş halini yaşıyorum. Yeniden kurtulması için tedavi olması gerekiyordu. İstanbul da BAYEV diye bir dernekle görüştüm gönüllülük esasıyla dernek yetkilileriyle görüştüm ancak günlük belli bir ücretle orada tedavi altına alınıyorlarmış ama benim ekonomik durumum yok kredi kartlarım patladı, evimde eşyam kalmadı param pulum kalmadı yine de evlat için bir yerlerden bulup buluşturup 21 gün onu orada tedavi ettirdim. Sonuçta annesin buna ana yüreği dayanmaz ki..
Maddeye Nasıl ulaşıyor?
Posta kutusuna bırakıyorlar. Evde ebeveyn olmadığından emin olunca kapıyı çalıp ele eline veriyorlar. Kim satıcı kim kullanıcı sana sayarım.
Bu saydıklarınızı emniyet bilmiyor mu? Peki ne yapılabilir o zaman?
Biliyor ama kesemiyorlar önünü.. Bu boyut belki beni aşar ama bu Türkiye’nin büyük bir sorunu bu. Aileleri ve gençleri bilinçlendirmek, okulda bunların zararları anlatılarak önü kesilebilir diye düşünüyorum. Bir emniyet yetkilisinin kızı veya oğlu bağımlı olduğu için operasyon düzenlendi diye duydum birkaç yıl öncesinde, doğruluğunu bilmiyorum. Çok para dönüyor bu işte ve maalesef 8 Yaşında bağımlı olanlar var okullardaki büyük tehlikenin aileler farkında değil.
Tedavi olanların yeniden başlaması hakkında ne söylersiniz?
AMATEM bıkmış artık hastaların yüzüne bakmıyor oraya gidenler oradan gidiyor çıkıyor. İstanbul da BAYEV var günlüğü 120 TL. Ancak bu sorunla uğraşan aileler zaten bitmiş durumdalar maddi olarak. Baştan gönüllü dediler 20 gün kaldı 1800 TL para istendi üstelik baştan 750 TL bağış yaptık. Bu konuda devletin desteğine ihtiyaç var AMATEM yeterli değil çünkü .. Bu tarz yerlerin çoğalması gerekiyor. Ben o kadar çaresizim ki zihnimi bile toparlıyamıyorum artık. Antalya da bu durumda olanlar için hiçbir dernek sivil toplum örgütü bulunmuyor.
Tedaviden sonra tekrar başlamamak için ne yapıyorlar?
Hayatlarına meşgale sokmuşlar boşluğa düşmemek için.. Sürekli sosyal bir insan olmaları gerekiyor. Tedavi gördüğü merkeze ayda bir gitmesi gerekiyor herşey paraya dayanıyor. Bu maddi imkanı ben nasıl sağlayacağım bilemiyorum, destek bekliyoruz.
Antalya da böyle bir dernek var mı?
Hayır yok. Hatta Antalya ya şube açalım dediler ama ben bunu yapamıyorum. Antalya içler acısı bir durumda şuan.
Kızınız Şuanki durumuyla ilgili ne düşünüyor?
Gönderdiğim kızımla gelen arasında olumlu yönde büyük bir uçurum var. Ve sürekli takip altında kalması gerekiyor. Bu İstanbul daki merkezin Antalya da şubesini aç diye teklifte bulundular çünkü Antalya da çok sayıda madde bağımlısı insan var. Aklınızın hayalinizin almadığı insanlar var bu pisliğin içinde..
Krize ne şekilde giriyor?
İnanılmaz derecede kemik ve kasları ağrıyor ve başlıyor titremeye.. Vücut o maddeyi istiyor sigara bağımlısı gibi ama onun binlerce üst katı..
Kriz geldi ve maddeyi bulamadı ne oluyor?
Kriz gelmeden onu buluyorlar. O ağrıya dayanamayacağı için temin etmek için elinden geleni yapıyor.
Temin etmek istemedi, bu illetten kurtulmak istedi ne yapıyor?
Ağrılara katlanıyor bu atak krizleri için beş gün boyunca hiç kullanmazsa beş gün sonunda vücut yavaş yavaş atıyor. Beyinde herşey keşke bir imkan olsa da o isteme merkezini atabilsek…
Bu işin duygusal çöküntüsü de maddi çöküntüsü kadar büyük diymi?
Elbette hem de inanılmaz boyutta. Örneğin kardeşi onu dışlıyor ve görüşmek istemiyor. Onu kriz anında gördüğünde vitiligo denilen bir hastalığa yakalandı üzüntüden ve kardeşini kabul etmek istemiyor.
Bağımlılar için Bir çipden bahsedildi nedir bu?
İstanbul da Balıklı Rum hastanesinde bir çip takılacak bağımlı gençlere çip dönem dönem o maddeyi salgılaycak ve yavaş yavaş kurtulmalarını sağlayacaktı. Narkotik İstanbul la görüşüyor devlet destek olacak deniyor maliyeti 5-10 bin idi ama iptal oldu. Amatem Narkotiğe siz bizim işimize niye karışıyorsunuz diyor gerekçenin bu olduğu söylendi. . Çip olayı kaldırıldı. Özel olarak takılabiliyormuş ama yüzde yüz onunda bir garantisi yokmuş.
Bağımlı insanlardan korkulmalı mı? Saldırgan mıdırlar? Onlar dışardan bakıldığında anlaşılır mı?
Onlardan korkulmaz, zarar vermezler. Dışardan bakıldığında anlaşılabilirler en azından ben anlarım. Ten renkleri mora bakan bir siyah renkte, gözleri baygın ölü gibi boş bakar, konuşmazlar, sessizdirler iletişime kapalıdırlar sürekli burun akıntıları vardır. Sürekli kesilmeyen bir öksürük ve kusmalar vardır. Vücut bunu kabul etmediği için.. Zavallı insanlardır.
Antalya’da Amatem’in kapasitesi nedir?
3 doktor var diye biliyorum. Amatem in kapasite olarak yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bu insanlar acınacak haldeler görseniz zaten acırsınız.. Antalya da dernek merkez veya başka hangi adla olursa olsun yeni tedavi üniteleri açılmalı.
SONUÇ olarak…
Bir kişiyi değil binlerce kişiyi etkileyen bir hastalık büyük bir toplumsal buhran.. Benim çocuğum kullanmaz yapmaz demesin hiç kimse.. Ne hakim dinliyor, ne doktor, ne savcı çocuğu.. Allah düşmanımın başına vermesin diye başladığımız röportaj yine aynı cümleyle son buluyor.